İstanbuldaki yerleşimin yığılması Avrupa yakasında olması nedeniyle bir çok dalda da çeşitliliği orada görmek mümkün. Dolayısıyla Anadolu yakasında rastladığınız güzellikler daha kıymetlidir. Şimdi ise sizlerle, aslında Anadolu yakasında oturup da boğazına düşkünlerin bilmesi muhtemel (fazla seçenekleri olmadığından) bir mekandan bahsedeceğim. Ataşehirde bulunan o uzun ve anamlı Atatürk Caddesinde yer alan ve meydandaki Migros'u baz alarak 20 adımda rahatlıkla ulaşabileceğiniz Afyon Kahvaltı'dan bahsedeceğim.
Beni etkileyen öncelikli çağrışımları Afyonkarahisar ilçesini niteleyen: Kayma & Cumhuriyet Sucuklarıdır. Gittiğinizde sucuklu ya da pastırmalı çift yumurtalı sahanda bir yumurta ve söğüş tabağı, yanınızda biri varsa birde peynir tabağı söylediğinizde artık üstüne cila olarak bal-kaymak farz olur. gelen ekmek sepetleri diğerlerini kovalarken gelecek kızarmış ekmekleri sakın balk-kaymak dışında israf etmeyin ki o ekmeklerin tek kızarma amacı budur. Gelen söğüş tabağında yer alan zeytinlerinde olması gerektiği gibi sofralık zeytin olması (Marmara bölg.) artı bir özellik. Bilinmelidir ki ege zeytini yağlık ya da mezelik zeytindir, sofralık değil. Kahaltıda olması gereken zeytin Afyon Kahvaltı'da da olduğu gibi Gemlik zeytinidir. Gerçekten lezzetli bir sabaha uyandığınızı anladığınız anlar tamda hesabı istediğiniz zamana denk gelir. Ödeyeceğiniz hesap kayvaltıya yüklediğiniz anlam ile ters orantılı olacaktır. Kahvaltı benim için altın öğün diyenlere makul, sabah açlığımı bastırmaktan başka bir şey değil diyenler ise "bu ne be?" denilecek bir hesap :)
Kahvaltı konulu yazılarımın tümünde bahsetmeye değer bir güzellikte olan Cemal Süreya'nın sözleriyle bitirmek lezzetli olur dedim;
Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı...
Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı...
hmm denemeye değer:)
YanıtlaSil